2 Ekim 2009 Cuma

BALIK HAFIZASI...


Muavenet-i Milliye, 1915.






Muavenet, 1992.



Muavenet Faciasını hatırlayan var mı?

Yine 2 Ekim ve ben bir daha sorayım: 2 Ekim 1992’de, Muavenet Fırkateynimiz tatbikatta Amerika tarafından neden vuruldu? Ve asıl soru: Tatbikat neden kesilmedi? Hiç bir şey olmamış gibi devam etti?

Muavenet Faciası, Devletin Millete unutturmaya çalıştığı çok hazin bir olaydır. Kısaca hatırlatayım: 2 Ekim 1992’de Ege’de bir NATO deniz tatbikatı vardı. Tatbikatın adı, Display Determination 92. Vakit gece yarısı herkes uykudaydı. Amerikan Uçak gemisi SARATOGA durup dururken attığı 2 füzeyle bizim Muavenet Fırkateyni’ni vurdu. Füzenin biri kaptan köşküne diğeri savaş harekat merkezine çarptı. Gemi komutanı Kurmay Yarbay Kudret Güngör dahil 5 şehit ve de 22 yaralı.

Muavenet kullanılmaz hale geldi ve tatbikat dışı kaldı. Şu noktaya bir daha dikkat edelim; tatbikatta kesinlikle gerçek silah kullanmak yoktu. Saldırı yeşil peryodda, yani ‘dinlenme-uyku zamanında’ iken meydana geldi.

Muavenet Fırkateynimize atılan füzeler ‘hava savunma’ füzesi Sea Sparrow’du. Bu saldırı bu füzelerin deniz hedefine karşı kullanıldığı ilk ve tek olaydır! Sea Sparrow öyle bir kişinin nişan alıp atabileceği bir füze değildir. Atılması için bir kaç aşama ve komutan onayı gerektirir. Dolayısıyle bu saldırının “kazaen” olması da mümkün değildir. Amerikan Hükümeti olaya “kaza” demiş, bizim hükümet de buna kuzu kuzu razı olmuştur.

Zaten Amerikan gemileri alarmda filan değildi. Tatbikat bölgesi ne Rus ne Kuzey Kore ne de Çin kıyılarıydı. Saros Körfezi açıklarıydı. Yani, Amerikan güçlerini gerecek hiç bir durum yoktu. Yapılan saldırının boyutları Süleymaniye’deki çuval olayından çok daha büyüktür. 5 Şehit 22 gazinin yakınlarının yaşadıkları, başlı başına bir insanlık faciasıdır.

Muavenet olayında gereken “şahsiyetli” tepki gösterilseydi, Süleymaniye’deki çuval olayı da olmazdı. 5 şehit 22 yaralı varken, gemimiz hurdaya dönmüşken, bizim “komutanlar” tatbikatı kesmedi. Bu utanılacak bir olay ve de bir skandaldır. Sanki NATO görevi, ‘milli görevden’, hakiki komutanlıktan daha önemliydi! Bu olay bir başka ülkede olsa derhal tatbikat kesilirdi. Kesmeyen komutanlar mutlaka yargılanırdı. Hatırlatalım, o zamanki Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Deniz Kuvvetleri Komutanı da Vural Beyazıt idi.

Olaydan sonra devlet şehit ve gazileri yalnız bıraktı. Gaziler Amerikan Ordusuyla karşı karşıya kaldı. Gazilerin açtıkları dava 7 yıl sürdü. Amerikan mahkemesi olayın askeri bir olay değil ‘siyasi bir olay’ olduğuna, dolayısıyle bu davaya bakamayacağına karar verdi. Böylece gemimizi “siyaseten vurulduğu” Amerikan mahkemesi tarafından da ifşa edilmiş oldu.

NEDEN VURULDU?

O günlerde Muavanet’in vurulması dahil 6 ay içinde şunlar oldu:
2 ekim 1992 Muavenet’in vurulması.
24 ocak 1993 Uğur Mumcu suikastı.
17 şubat 1993 Eşref Bitlis uçağının düşmesi.17 Nisan 1993 Cumhurbaşkanı Turgut Özal' ın (ani) ölümü.

O günlerde ABD’nin PKK’ya yardım ettiği bazı Türk komutanlar tarafından açıklanmıştı. TSK ile ABD Ordusu arasında sürtüşme vardı.

TÜRKİYE ŞEHİTLERİNİ YİNE UNUTTU

Bugün Muavenet Fırkateynimizin ABD tarafından vurulmasının yıl dönümüydü ama.. 5 şehit 22 gazimizi, ailelerinden başka kimse hatırlamadı...Hiç bir gazete yazmadı, hiç bir televizyon göstermedi. Hiç bir devlet kuruluşu şehitlerimizi anmadı. Balık hafızalı Türkiye şehitlerimizin kemikleri sızlattı.

MUAVENET ŞEHİTLERİ

Komutan: Kurmay Yarbay Levent Kudret Güngör, Teğmen Alper Tunga Akan, Astsubay Serkan Aktepe, Telefoncu ikmal çavuş Mustafa Kılınç, Topçu er Recep Akan. Hepsinin ruhu şad olsun.

gazeteci.tv

1 yorum:

Levent Kalem dedi ki...

bu yazıya balık hafıası başlığı uymamış.balıkta bile oltadan kacacak kadar hafıza vardır.bir defa darbe yediği ottadaki yemin aynısına saldırmaz.Bizse müttefik ayakları takılıyoruz.Adam bizi bölmek istiyor,pkk yı aleni destekliyor.Biz hala olmaz müttefikimizdir diye takılıyoruz.Bu hafıza şekli balıkta bile yoktur.
saygılar.