18 Eylül 2008 Perşembe

Yorumsuz Alıntı...





" Başkenti İstanbul olan Neo-Osmanlı hayali peşinde koşanlar da Büyük Türkiye'yi Musul-Taşkent-Kosova üçgeninde arayanlar da küresellerin gazı ile birbirlerine karşı kamplaşırken; daha Anadolu'nun envanterini çıkaramamış, buğday rekoltesini bile başka ülkelerin uydularının yardımı ile tespit edebilen bir ülkenin nasıl olup da bu hayali sınırlara hakim olabileceğini sormuyorlar.




Anadolu'ya henüz derinlemesine kök salamamış bir millet ve devleti; hayali bir coğrafyaya yayıp stratejik ağırlık merkezini dağıtacak tuzaklar Musul'da, Kerkük'te, İran'da, Kosova'da sürüyorlar önümüze. " (Gürcihan, Behiç. Gladyo'ya Mektuplar, İskenderiye Yay., İstanbul, Nisan 2008, 14).






Almanya’dan Geldi, Almanya’dan mı Gidecek?..




2002’nin Mayıs-Haziran’ına gidelim. Aydın Doğan, Mesut Yılmaz ve dahi Tayyip Erdoğan, Hürriyet matbaasının açılışında bir araya gelmişti. Bunu duyan o zamanki koalisyon ortağı Bahçeli, “Komplo kuruyorlar, MHP’yi hükümetten atacaklar” diye feryadı basmış ve bir sabah ansızın Bursa yaylasında “erken seçim” kararı almıştı.

İşte Tayyip Erdoğan’ı 2 Kasım seçimlerinde büyük bir zaferle iktidara taşıyan da bu “Almanya” vehmi olmuştu. Seçim zamanında yapılsa belki Türkiye’nin kaderi çok ama çook farklı olacaktı.

Her neyse!..Şimdi ne görüyoruz. Bir matbaa değil ama bir Alman Mahkemesi’nde Erdoğan iktidarı sallanıyor da, sallanıyor.

Hakikaten büyük bir yolsuzluk, yolsuzluktan öte büyük bir insafsızlık, insanlıktan nasibi almamışlık…Yıllardır vatanından ayrı, dişinden tırnağından esirgeyip, hiç olmazsa garip-gurebaya yardım ederek, hasretini dindirmeye çalışan gurbetçilerimize yapılacak şey mi bu?..

TECAVÜZCÜYE KARŞILIK YAKILAN VATANDAŞLARIMIZ DEĞİL DE FENER’CİLER

Daha da zoruma giden, kanıma dokunan ne biliyor musunuz; Başbakanımızın, Alman Büyükelçi Cuntz’la tecavüzcü Marco karşılığında, bu vicdansızlığın pazarlığını yapması. Ne kadar değerli insanlarmış Fener sanıkları…Yahu pazarlık yapıyorsun, hiç olmazsa vatandaşlarımızı kibrit gibi yakanların faillerinin bulunmasının pazarlığını yap…Onların hiç mi kıymet-i harbiyesi yok?..Hadi bunu söylemeye dilin varmadı, şu Almanya’ya gidecek Türklere uygulanan “aşağılık sınavı” masaya koy!..

ERDOĞAN SADECE PUTİN’İ DEĞİL MERKEL’İ DE ÇOK KIZDIRDI

Erdoğan önceki Başbakan Schröder ile al gülüm ver gülümdü. O’na maaşının azlığından bile dert yanmıştı. Schröder de, Erdoğan özellikle içerde ne zaman sıkışsa yardıma koşmuştu. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra büyük bir enerji şirketinin danışmanlığını alan Schröder’in, bu kadar işinin(!) arasında dahi bir ayağı Türkiye’de olmuş, kapatma davasında desteğini esirgememişti.

Merkel öyle mi? Ciddi kadın, ne diyorsa o!..Daha önce, “içişlerimize karışma” dediği halde, sen git Almanya’da Türklerin “entegrasyonundan” bahset, “asimilasyon olmaz” de. Hatırlar mısınız, Kürt kökenli vatandaşlarımız için azınlık hakları isteyen Almanlar nasıl da hoplamıştı!.. Afferin Başbakanımıza diyeceğim ama sonradan bu sözleri AB’ye öyle bir referans oldu ki, ülkemizde yaratmak istedikleri yeni azınlıklar için, bu sözlerini Erdoğan’ın önüne koyuverdiler.

Bunlar işin detay kısımları. Öncelikle son dönemde Almanya Türkiye’deki ihale vs. dağıtımlarında ne durumda, ona bakmak lazım bir...

İkincisi ve daha önemlisi şu ki;

Dünya güçleri yeni paylaşımlar peşinde…Yeni dengeler kuruluyor. Siz Türkiye’yi tamamen ABD-İngiliz çizgisine râm etmişsiniz…Sessiz ve derinden giden, ABD-Rusya arasında bir denge siyaseti izleyen Almanya bunu hazmeder mi?..Yeni Osmanlıcılık yapmak, ”Kurtlarla birlikte ulumak” için üzerinizde tek bir toz zerresi bile olmaması lazım. Yoksa…böyle Deniz Feneri gibi bir açığınızı bulurlar ve ciğerlerinizi sökerler!..

Yeni Osmanlıcılık demişken, Mustafa Armağan’ın ifadesiyle “Kurtlarla Uluyarak” Osmanlı’ya bir 30 yıl kazandıran Sultan Abdülhamid’i anmadan geçmeyeyim. Abdülhamit, “Hatıratım”da der ki;

“İngiltere, Hindistan ve Asya güvenliğini, ya Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sahip olarak, ya Osmanlı’nın müttefiki olarak sağlayabilirdi…Bu sebeple hem siyaset olarak bize yaklaştı, hem de içimizden idareyi ele geçirmek için Mason localarını kullanmaya başladı…İngilizleri bir ittifaka zorlamak için Bağdat Demiryolu inşaatını Almanlara verdim, İngilizlerin öfkesi büyük oldu. Bu yüzden başımıza Makedonya gailesini çıkardılar.”

Nasıldır “Kurtlarla Ulumak”?.. Dağ başında kurtlar etrafınızı çevirdiğinde ancak onlar gibi ulumayı becerebilirseniz sizi kendilerinden kabul ediyor ve dokunmadan yanınızdan geçip, gidiyorlar. Kaçmaya yahut başka türlü (mesela insan gibi) sesler çıkarmaya kalkarsanız, üzerinize saldırıp, anında parçalıyorlar.

Yani, “Kurtlarla Uluyor”muş gibi yapılmaz!..

AKP iktidarı Almanya’dan geldi dedik, ister misiniz Erdoğan, Bahçeli gibi, “bana komplo kuruyorlar…AKP’yi parçalayacaklar” diye celallenip, yerel seçimlerle birlikte genel seçim yapsın!..


Hiç yorum yok: