19 Mayıs 2009 Salı

19 MAYIS 2009


TÜRK ULUSU!

Doksan yıl sonra yeniden başa döndük!.. Ama bu kez orduları ile değil, siyasetle, bankalarla, iletişim kurumlarıyla, koloniler halinde topraklarımıza yerleşmeyle, borçlandırmayla, her zaman elde ettikleri vicdanları pörsümüş işbirlikçileriyle, sivil toplum kuruluşu adı altındaki misyoner örgütlenmeleriyle sistemin içindeler ve topraklarımıza çöreklendiler.



Osmanlı’nın dağıtılması, Arapların parçalanarak birçok ülkeye bölünmesi, Türkiye’nin terör ve darbelerle istikrarsızlaştırılması ve her 10 yılda bir periyodik olarak İran ve Irak’ta sorun çıkarılması hep aynı oyunun birer sahnesidir.



Bizi bölgenin çantacısı yapmakla kalmadılar, toplumsal yapı ve kültürümüzle birlikte, dilimizi bile tehdit altına soktular.



Ülkemizde milliyetçilik ve Atatürkçülük kendisinde bir hüner bulunmayanlar tarafından alabildiğine sömürüldü. Din, siyasal gericiliğin ve kişisel çıkarın aracı oldu. Böylece siyasette yozlaşmanın bütün nedenleri bu topraklarda yer etti.



Devlet kademelerinde kendilerine sorumluluk verilmiş siyasi ve bürokrat zevatın öne çıkararak “Kürdistan”, “Çözüme hiç bu kadar yakın olmamıştık”, “Teröristler de insan” “Daha ileri yasalar çıkarılmalıdır”, “Kürdistan’ın sınırlarını çizdik” sözleri ile eski nesil hariciye mensupları ve işbirlikçi kalemlerin lafı dolaştırıp, “Bu iş Kandil, İmralı ve Demokratik Özerk Kürdistan’la” çözülür aymazlıkları Türk Milleti’nin nezdinde bardağı taşırmıştır.



Önce şunu bilsinler: Bu gelinen sonuç PKK’nın ulaşmak istediği yerdir. Terör örgütüne boyun eğmektir. 30 yıldır sürdürülen mücadelenin kaybedilmesidir. Kürt sorunu diye bir şey olsa ve halk buna katılsaydı, çok başka şeyler olurdu. Yapılan iş, “Kürt Şovenizmi”dir. Emperyalist devletler bunları bir araç olarak kullanmaktadır. Kürt şovenizmi bölgede yeni sorunlar yaratacaktır. Kürt şovenizmi ile sınırlarımız ötesinde ve ülkemizde uğursuz oyunlar oynanmaktadır. Ne zamana kadar? Etçilerle, otçuların karınları acıkıncaya kadardır!… Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azacaklardır. ..

Ülkenin üzerindeki kara bulutları dağıtmak ancak kuvvetli bir rüzgar, bir fırtına gerektiriyor. Yeni bir ruh ve yeni bir ses gerekmektedir. Bizi kimse Lozan’dan Sevr’e geri götüremez.

Halkı, topraklarımızı ve şerefimizi koruyacağız. Devlet cihan kavgasıdır, kazanacağız…


Ulusal devletin siyasi, manevi ve ekonomik birliği bozulamaz. Türk gençliği, işsiz, aç ve umutsuz olamaz. Yarı sömürgeciliği reddediyoruz…


Ülkedeki adaletsizliği, yoksulluğu, güçsüzlüğü kaldıracağız. Siyaset bir bütün olarak güç ve iktidar kavgasıdır, kazanacağız…


Kimse oligarşi ve bürokratik yönetimi halka demokrasi diye yutturmaya kalkmasın…


Tek derdimiz vatandaşımızın ekmeği ve haysiyetidir. Hak ve Eşitlik her alanda sağlanacaktır.

Herkesin aklını ve cesaretini gösterme zamanıdır ve bu çocuklarımızın geleceği için şarttır.

Yaşasın vatan yaşasın Türk Milleti!…

Osman PAMUKOĞLU

Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı

19 Mayıs 2009

Hiç yorum yok: