Olan oldu . Malesef güzel kızımız geleceğimiz Aleyna artık aramızda değil.
Resmine bakıp ağlamaktan ,acısını tüm hücrelerimizde hissetmekten başka elimizden bir şey gelmiyor artık...
Hiç istenmemesine rağmen beklenen süreç ne yazık ki başladı.Artık kan ve göz yaşını daha çok görmek zorunda kalabiliriz.Bu güne kadar olan bitene,içinde bulunduğumuz çoğrafyaya bakınca bundan sonra çok daha kötülerinin olmasının da mümkün olduğunu görülüyor.
Peki hiç bir şey yapamazmıyız ? Sadece kaderimizi mi beklememiz gerekiyor ?
Bir şeyler yapabilmek için önce kimin veya neyin bize bu acıları ne için yaşattığı ve geleceğimizi neden karartmak istediğini görmemiz gerekiyor .
Küreselleşme denilen illet, sayıları bir elin parmakları kadar olan karar alıcı ailelerin elindeki sözde çok uluslu veya uluslararası, dev büyüklükteki şirketlerin başta ulus devletler olmak üzere Dünya üzerindeki tüm siyasal yapıları kontrolü altına alıp zayıflatıp zaman içinde bölüp parcalayıp yok etmesi cabasından başka bir şey değildir.
Bunuda ne pahasına olursa olsun yapmak zorundadırlar .Başka türlü bir durumda insanlar eninde sonunda ve aslında pekte uzak olmayan bir gelecekte onların elinden bu karar alma haklarını ve bu dev şirketlerinin mülkiyetlerini alacaklardır.
Ülkemizde yaşadıklarımız Dünyanın diğer çoğrafyalarında yaşanandan farklı değildir.
Türkiyedeki etkili oldukları merkezler ve kişiler üzerinden oynadıkları güç oyunuyla ülkemiz , ülkesi ve milleti ile bölünmeye çalışılmakta zayıflatılmak istenmektedir.
Operasyonun hedefine ulaşabilmesi için Türk halkının pek çok ayrışmalara uğratılması birliğinden uzaklaşması ve devletiyle olan güven bağının kopartılması gerekiyor.
Bu yolda alınan mesafe ortadadır .
Kısaca gündemimize şöyle bir bakalım .
İçinden geçmekte olduğumuz süreç nasıl gelişmiş, gelişiyor ve gelişecek.
Bu arada on yıllardır devam eden ve/veya ettirilen bölücü hareket Türk Milletinin önemli bir parcasını kendi özünden koparma aşamasına gelmiştir.
Tüm bu görüntü ve anlatımlar sanki çok kolay bir lokma haline geldiğimiz hisi yaratmaktadır.
Ancak gerçek hiçte öyle değildir.
Türkiye dünyanın en kritik çoğrafyasında dinamik ve genç nufus yapısı ile, 780 bin km2 toprağı ile, pek çok önemli Avrupa ülkesinin yüz ölçümlerinin bir kaç katı ormanlarıyla,basitce yapılan hesaplamalarla ekilebilir alanlarında 350 milyondan çok insanı besleyebilecek potansiyeli ile, çok uzun kıyıları ile , Balkanlar ve Kafkasyada bulunan Yunanistan , Sırbistan , Arnavutluk, Bulgaristan ,Makedonya , Kosova, Gürcistan , Azerbeycan, Ermenistan'ın hepsinin toplam nufusundan kalabalık , toprak olarak hepsinin topraklarının toplamından büyük, ve hepsinin toplam ekonomik büyüklüğünden daha zengin bir ülkedir.
Türk ordusu sahip olduğu asker sayısı , tehcizatı , 450 den fazla ucağı , 4500 den fazla tankı , gemileri ,denizaltıları, harekat kabiliyeti ,tecürbesi , eğitimi ile dünyanın en iyi ve güçlü 5. ordusu olarak gösterilmekte , kendisiyle bölgesinde boy ölçüşebilecek başka bir ordu bulunmamaktadır.
Türkiyenin sahip olduğu doktor, mühendis , hukukcu kısaca yüksek öğrenimli iyi eğitimli sayısı çevremizdeki ve Dünyadaki pek çok ülke nufusundan çoktur.
İmparatorluk mirascısı ve binlerce yıllık devlet tecürbesi ve birikimi olan kadroları ve kurum hafızası ve halk kültürü ile yer yüzünde bulunan sayılı medeniyet mirascılarındandır.
Türkiye hiçte kolay bir lokma değildir küresel şeytanlar için.Yeterki biz kolay lokma olduğumuza inanmayalım....Yani yapılanların farkında olup oyunları bozabilelim.
Yapmamız gereken şey çok basittir.
Devletimize ve kurumlarına ne olursa olsun güvenmeliyiz. Halk olarak bir ve beraber olmalıyız .. Kesinlikle siyasal tartışmalarımızı dışarıdan gelecek telkinler doğrultusunda bir birimizi ötekileştirecek şekile sokmamalıyız.
Şimdi bizi bölmek isteyenlerin bu yolla zayıflatmak isteyenlerin oyunlarını bozma zamanıdır.AKP lisi CHP lisi MHP lisi hatta DTP lisi bir ve birlik olmalı sivillere yöneltilen ve bizi keskin bir şekilde bölmeyi amaçlayan teröre karşı ortak tepki göstermeli bunu sadece söylemlerle sınırlandırmamalı ve eyleme geçmeliyiz.
Herkesin doğal olarak kınadığı lanetlediği bu saldırılayı bölünme değil birleşme için kullanmalı tarafsız kurum ve kuruluşların öncülüğünde tüm siyasal parti ve örgütlerin desteklediği ortak eylemleri bir an önce hayata geçirmeli ve emperyalizmi kendi oyununun içinde akıttığı kanımızda boğmalıyız.
Bu nasıl olur kim öncülük eder kim ne kadar katılır diye düşünmemeli derhal mesela TOBB tarafından veya iki ucta bulunmalarına rağmen ortak özellikleri mitingleri pek sevmeleri olan ADD ve Ortak Akıl Hareketi vakit geçirmeksizin Teröre lanet ve Birlik Beraberlik mitingini ortaklaşa aynı meydanda mesela İstanbul Çağlayan da yapmalıdır.
Bunun ülkemize kazandıracakları çok çok büyük olacaktır.Gidişatın yönünü ve hızını değiştirecek belkide durduracaktır.
Aleyna ve onunla beraber toprağa verdiğimiz 16 canımıza ve pek çok mafolan hayata karşı sorumluluğumuzun gereği ve gelecekte bu gibi ve hatta daha kötüsünü yaşamaktan kurtuluşumuzun yolu ancak böyle bir birliktelikle mümkündür.