22 Mart 2009 Pazar

J.F.K. speaks secret societies...














( John Fitzgerald Kennedy'nin 27 Nisan 1961'de, New York Waldorf Astoria Hotel'de, gizli örgütlerden bahsettiği "Başkan ve Basın" konuşması... Hem dinleyin hem okuyun... )




Başkan ve Basın: Amerikan Gazete Yayıncılar Birliğinden
Önce Adres



Sayın Başkan, bayanlar ve baylar:

Bu gece burada olmam için yaptığınız cömert davetiniz için çok teşekkür ederim.

Bugünlerde ağır sorumluluklar taşıyorsunuz ve geçen okuduğum bir makale bana son günlerde yaşanan olayların işiniz üzerinde nasıl ağır bir baskı yaptığını hatırlattı.

Hatırlayınız, Karl Marx adıyla gözlerden uzak bir gazeteci, Londra’da 1851’de Horace Greeley’in sponsorluğu ve yayıncılığı altında New York Tribune’un muhabiri olarak çalışmaktaydı.

Yabancı muhabir Marx’ı anlatıyoruz, hasta ve yeterli beslenemeyen ailesiyle beş parasızdı, Greeley ve yönetici editörü Charles Dana’dan maaşına 5 dolarlık bir artış istedi, sürekli itiraz gördü, o ve Engels “berbat küçük burjuva aldatıyor” biçiminde nankörce etiketlendi.

Ancak tüm başvuruları reddedildiği zaman, Marx geçim ve bilinen öteki araçlar için etrafına baktı, sonuçta Tribune ile ilişkisini sona erdiriyor ve yeteneğini Leninizm, Stalinizm, devrim ve soğuk savaşın tohumlarını dünyaya miras bırakmaya adıyor.

Keşke bu kapitalist New York gazetesi onun başka yönlerini de ele alsaydı. Marx keşke muhabir olarak kalsaydı, tarih daha farklı olabilirdi. Ve umarım tüm yayıncılar bundan iyi bir ders alarak bu gözden uzak gazeteciden harcama anlaşmasındaki küçük bir artış için onların yoksul başvurusunu dikkate alacaklardır.

Bu geceki sözlerimin başlığını “Başkan ve Basın” olarak seçtim. Bazıları doğal olarak “Başkan Basına Karşı” olarak teklif edebilir. Fakat bu gece benim duygularım bunlar değildir.

Şuda doğrudur ki, her nasılsa başka bir ülkeden iyi tanınmış bir diplomat bizim kendi meslektaşına mevzubahis gazete tarafından yapılan saldırıları doğrulamasını talep ettiğinde, bu idari bölümün basından sorumlu olmaması nedeniyle bir cevap vermesi de gerekmemektedir, basında zaten hükümetten sorumlu olmadığını açıkça belirtmişti.

Bununla birlikte, bu gece buradaki maksadım sözüm ona bir basın partisinde olağan saldırı konuşması yapmak değildir. Tam tersine, ben geçtiğimiz aylarda birkaç cumhuriyetçi dışında basında siyasi önyargı hakkında herhangi bir şikayeti nadiren duydum. bu gece maksadım Başkanlık basın konferanslarının uzak görüşlülüğünü tartışmak yada savunmak değil. Bu konferanslarda dikkatle oturup gözlem yapmak bence 20.000.000 Amerikalı’ya hayli yararlı olacak. Öyleyse zekice olduğunu söyleyebiliriz, sizin Washington muhabirleriniz tarafından zeki ve nazik kaliteli gösterildi.

Ayrıca, son olarak, bu sözler herhangi bir Başkan ve ailesine basın ne kadar izin vermeli, uygun gizliliğin derecesinin tetkikinin tasarlanmasıydı.

Geçen birkaç ay içinde sizin beyaz saray gazeteci ve fotoğrafçılarınıza düzenli olarak kilise hizmetlerine katılmış olsalardı elbette bu onlara zarar vermezdi.

Öte yandan sizin personel ve telgraf servis fotoğrafçılarınız daha öncesinde olduğu gibi yerel golf kurslarında aynı yeşil ayrıcalık zevkini tadamadıklarından şikayetçi olabileceğinin farkındayım.

Selefimin, golf oynayan birinin hünerinin resimleri yapmam kadar itirazı olmadığı doğrudur. Fakat diğer tarafta o bir Gizli Servis elemanı olmamıştır.

Bu gecenin konusu yayıncılarla olduğu kadar editörlerle de ölçülü ilişkidedir.

Genel bir tehlikeyle karşılaştığımızdaki genel sorumluluklarımız hakkında konuşmak istiyorum. Bazıları için bu davet geçen haftalardaki olayları aydınlatmaya yardımcı olabilir; fakat ufuktaki tehdidin büyüklüğü yıllardır hayal meyal boyutlarda. Gelecek için umudumuz ne olabilir – bu tehdidi azaltmak veya onunla yaşamak için – Güvenliğimizden ve yaşamımıza meydan okuyan bütünlük veya ağırlığın ikisinden birden kaçış yok – insan aktivitesinin her sahasının tuhaf yollarında karşılaştığımız bir meydan okuma.

Bu ölümcül meydan okuma, Başkan ve basının her ikisine doğrudan doğruya toplumumuz üzerine iki ihtiyaç empoze ediyor. Bu mümkün görünen ihtiyaçlar çıkan sesde hemen hemen çelişkili görünüyor, fakat uzlaşmak ve yerine getirmek için ulusal tehlikede buluşmalıyız. Birincisi, fazla kamu bilgisi için ihtiyacımızla, ve, ikincisi fazla resmi gizliliğe ihtiyaçla ilgiliyiz.

Bizim gibi doğal olarak ve tarihi açıdan gizli yeminler ve gizli işlemlerin, gizli toplumların aksine özgür ve açık bir toplumdaki birçok kelimede “gizlilik” iticidir. Biz haklı olarak aşırı tehlikeli ve gerçeklerden uzak, yersiz saklanmaya uygun ağır tehlikeli kararlar aldık. Bugün bile, kendi keyfi kısıtlamaları taklidiyle kapalı bir toplum tehdidinin aleyhinde küçük değer vardır. Bugün bile, geleneklerimiz hayatta kalamazsa da ulusumuzun yaşamını garantileyen küçük değer vardır. Resmi sansür ve saklama kısıtlamalarının anlamı bu genişleyen endişeyle kavranması üzerine çok ciddi bir tehlike açısından güvendiğimizi yükseltmeyi ilan etmek gerekir. Öyleki kontrolümdeki ölçüye müsaade etmeye niyetli değilim. Ve Hükümetimin resmi olmayan, yüksek veya alçak, sivil veya askeri sıralaması mı, bu gece buradaki sözlerimi haberleri bir bahaneyle sansürleme, muhalifleri boğma, hatalarımızı saklama veya basın ve halkı bilmeyi hak ettikleri gerçeklerden esirgemek olarak mı yorumlamalı.

Fakat her yayıncıya , editöre ve gazeteciye kendi standartlarını ulus içinde tekrar sorgulamalarını ve ülkemize olan tehlikenin doğasını fark etmelerini istiyorum. Savaş zamanında, hükümet ve basın, düşmana yetkisiz açıklamalara engel olmak için büyük oranda bir çaba içinde alışılagelmiş otokontrole katılıyorlardı. “Net ve mevcut tehlike” zamanında, mahkemeler ulusal güvenlik için halkın ihtiyacını vermeli hatta, ilk yasa değişikliğiyle ayrıcalıklarını karara bağlamalıdır.

Bugün herhangi bir savaş– Ve bununla beraber kavgayı , tetikleyecek hiçbir kavga geleneksel biçimde ilan edilmeyecek. Yaşamımız saldırı altındadır. Küresel çevredeki düşmanımız onlar sayesinde artıyor. Dostlarımızın yaşamları tehlikededir. Ve henüz savaş ilan edilmedi, sınırlar ihlal edilmedi, füzeler ateşlenmedi.

Eğer basın güvenliğimiz açısından savaş koşullarının otokontrol ile öne sürülmesinden önce bildiri yayınlarsa yanlızca olabildiğince büyük bir tehdit tavrı takındığımızı söyleyebilirim. Eğer “net ve mevcut tehlike” bulmayı bekliyorsanız ben bu tehlikenin asla daha net ve asla daha da geçerli olamayacağını söylüyorum.

Bu bakış açısı değişim gerektiriyor, yöntemlerde bir değişim – hükümetle, halkla, tüm iş adamlarıyla veya işçi liderleriyle ve her gazeteyle. Günlük askerler yerine gecelik gerillalar, özgür seçim yerine tehdit, seçim yerine hükümet devirme, nöbet yerine sızma üzerinden tesir alanlarını genişletmek için öncelikle saklanılan bu amaçları yekpare ve acımasız komplo ile engelledik. Bu çokça insan çalıştıran ve sıkıca örülüp inşa edilmiş maddi kaynaklar, son derece yeterli makine, askeri birlikler, diplomasi, istihbarat, ekonomi, bilim ve politik organizasyonu içeren bir sistem.

Hazırlıkları saklanıp yayınlanmadı. Hatalar manşetlerde değil, gizlendi. Muhalifler susturuldu, övülmedi. Harcamaları sorgulanmadı, hiçbir söylenti yayınlanmadı, hiçbir sır açığa vurulmadı. Özetle bu tutumlar Soğuk Savaş dönemi disipliniyle demokrasinin asla ümit edilmemesi veya düşlenmemesini sağladı.

Yinede, her demokrasi ulusal güvenlik için gerekli kısıtlamaları kabul eder – ve açıkça saldırı yanında bu saldırı türüne engel oluyorsak bu kısıtlamaların daha katı görülmeye ihtiyacı olup olmadığı sorusu sorulur.

İşin gerçeği, çalma, rüşvet veya casusluk gibi başka türlü kiralama yollarına sahip ulus düşmanları, gazetelerimiz bilgisiyle açıkça övünüyorlar; her gazete okurunun kullanışlılığına sahip düşmanın gizli operasyonlarına karşı ulusun gizli hazırlıklarının detayları, arkadaş ve düşman aynı, ölçülü güç budur, konumu ve güç silahlarımızın doğası, onların kullanımı için strateji ve planlarımız, basın ve diğer medyada herhangi bir dış gücü memnun etmeye yetmeye kafi derecede yere sahipler; ve bu, bir olayda en az derecede, yayın detayları önemli ölçüde zaman ve masraf değişikliği gerektiren uydu izlemesiyle gizli bir işleyişi ilgilendiriyor.

Bu hikayeleri yayınlayan gazeteler sadık, vatansever, sorumlu ve iyi içerikliymiş, savaş çıktığında sözler verildi; onlar kesin olarak bu gibi çeşitleri basamaklar. Fakat savaş olmadığında, gazeteciliği denemeyi fark ettilerse de ulusal güvenliği denemediler. Ve bu geceki sorum fazladan denemelerin benimsenip benimsenmediğidir.

Soru yalnızlığınıza cevap içindir. Sizin için kamusuz resmi cevaplamalı. Kendi kısıtlamaları aykırı, hükümetsiz planı uygulamaya konulmalı. Sözüm ona, eğer dikkatinizi çekemeyip, özenli düşünceleri teşvik edemediysem, yüklendiğimiz sorumluluklarda buluşmada, tüm sorumlulukları hesaba katmada ulusa karşı görevimde başarısızımdır.

Önceleri söylemiştim, -- ve gazetelerinizde sıkça söyledi ki bu zamanlar her vatandaşın özverili ve otokontrollü olduğu zamanlardır. Onlar övünce minnet duyan rahatlığa aykırı ve doğrularını tartan her vatandaşı göreve çağırıyorlar. gazetecilik sektöründe görev alan bu eğilimden kendilerini muaf tutan vatandaşlara inanamıyorum.

Haberlerin akışını sağlayacak yeni bir Savaş Bilgilendirme Ofisi kurmaya niyetim yok. Herhangi yeni bir güvenlik sınıflandırması yada herhangi yeni bir sansür şekli teklif etmiyorum. Şu durumdaki ikilemde kolay bir cevaba sahip değilim, ve uygulamaya koymak için aramıyordum da fakat uzman gazete üyelerine ve onların sorumluluklarında bu ülkenin tekrar sorgulamasındaki endüstri, üzerimizde uygulamaya kattıkları bu tehlikeli kısıtlama görevini önemsemeyi, tehlikenin doğallığını ve derecesini hesaba katmayı soruyorum.

Her gazete şimdi her hikayeye alakayla kendisine sorar: “O haber mi?” Tek önerim bu soruyu da eklemenizdir: “O ulusal güvenlikle ilgili midir?” Ve umuyorum ki Amerika’daki her grup – topluluklar ve işadamları ve diğer kademelerdeki halk kitleleri – çabalarıyla kendilerine soracak, ve hareketlerinde de aynı titizliği göstereceklerdir.

Amerikan basını özel gönüllü basamakları veya yeni mekanizmayı hesaba katmalı ve önermeli, bu öğütlerle birlikte samimiyetle işbirliği yapacağımızı temin ediyorum.

Belki hiçbir öneri olmayacak. Belki soğuk ve gizli savaşta özgür ve açık toplumdaki ikileme dair hiçbir cevap olmayacak. Barış zamanında, bu konu hakkında ne bir tartışma ne de sonuca dair işlem, acılı ve emsalsizdir. Ama bu tarihte benzeri olmayan bir barış ve tehlike dönemidir.

İkinci yükümlülüğümüze yükselme gerekiyorsa da olsa davetin doğallığı emsalsizdir. – yükümlülüğü paylaşıyorum. Ve Amerikan halkını uyarmalı ve yükümlülüklerimizi bildirmeliyiz – genel ihtiyaçları yanı sıra kesinlikle onları da anlamalı – tehlikeler, beklentiler, bizim yöneldiğimiz tercihler ve programlarımıza olan niyetler.

Başkan, programını halkın dikkatlice incelemesinden korkmamalı. Bu dikkatle inceleme anlayıştan; anlayışta destek veya karşıtlıktan gelir. Aslında ikisi de gerekli. Gazetelerinize yapılan Hükümet desteğini sormuyorum, fakat sizin Amerikan halkını uyarmak ve önemli görevini bildirmedeki yardımınızı soruyorum. Vatandaşlarımızın cevap ve ithaflarına güvenimi enine boyuna bilgilendirildiğini tamamlamam için.

Okuyucularınızı tartışmalara bağlamalıyız –memnuniyetle karşılarım, Hükümet yanlışlarında samimi olma niyetindedir; bilge bir adamın söylediği gibi: “Bir hata siz düzeltmeyene kadar yanlış olmaz.” Yanlışlarımızı tamamen kabul niyetindeyiz; ve eğer biz fark etmemişsek sizden bize onları göstermenizi istiyoruz.

Tartışmasız, eleştirisiz, Hükümet ve ülke başarısız olur – ve cumhuriyet yaşayamaz. Atina’lı kanun koyucu Solon herhangi bir vatandaş için tartışmadan çekinmeyi bir suç olarak emretti. Ve ilk değişiklikle basınımızda bu değiştirildi – özellikle Amerika’daki iş dünyası Anayasayla güvence altına alındı. – güldürmeyi ve oyalamayı, önemsiz ve duygusuz olduğunu ve “halkın isteğinin önemsiz” olduğunu değil – fakat kamu düşüncesi karşısındayken bile şeklen, bildirmeyi, uyandırmayı, aksettirmeyi tehlike ve fırsatlarımızı ifadeyi, kriz ve tercihlerimizi belirtmeyi, öncülük eğitimi.

Uluslar arası haber kapsamı ve analizleri anlamında bu önemli – uzakta ve yabancı fakat el veya yerelde uzun olmaması için – iyileştirmeyi sağlamakla birlikte haberlerin anlaşılmasının iyileştirilmesine büyük dikkat gerektiği anlaşılır. Ve sonuçta anlatılmak istenilen ulusal güvenliğin dar sınırları dışında tam olası bilgiyle karşılaştığımız yükümlülüklerle her düzeyde idareyle de buluşmalı.

Francis Bacon bu erken 17nci yy. içinde son üç icadıyla dünyanın dönüşümünde zaten düşüncesini söyledi: Pusula, barut ve matbaa. Şimdi pusulayla uluslar arasındaki bağlantılar biçimlendi, tüm ümit ve tehditlerimiz dünyadaki tüm vatandaşlarımızın ümit ve tehditleriyle yakınlaşıyor. Birlikte yaşamak için dünya çabalarında, barutun gelişimi ve nihai sınırının insanlığın korkunç sonuçları hakkında uyarılmalıdır.

Ve basım yayım için – kişilerin başarılarının kaydedicisi, vicdanının koruyucusu, yardım ve güç için aradığımız haberlerin kuryesi –, yardımlarımızla insanlar dünyaya geldikleri amaç doğrultusunda olması gerektiği gibi özgür ve bağımsız olacak.


Hiç yorum yok: