14 Nisan 2008 Pazartesi

KİMLİKLERİMİZ

Son günlerde sıklıkla bir söylemle karşılaşıyorum .Bu söylem ilk duyulduğunda kulağa hoş geliyor .

"Türküyle Kürdüyle Lazı Çerkeziyle Alevisi Sünniyle hepimiz kardeşiz " gibi veya buna benzer bir cümle kastettiğim.

Ancak belli bir hipotez veya dilek temenni içeren bu söylemin Cumhuriyetimizin üzerine oturduğu en önemli temelini dinamitlediğini düşünüyorum.

Çünkü ;

Biraz dikkatli olur ve düşünürsek siz böyle bir iddia ile orataya çıkarsanız, birileride sizin bu saydığınız (ve bu nedenle varlıklarını kabul ile deklere ettiğiniz bu) kimliklerin aslında pek ala kardeş olmadığını hatta şunun, bu özelliğinin iyi olduğunu bir diğerinin , bu yönünün daha kötü olduğunu rahatlıkla bir tez olarak ileri sürebilir.

Hatta daha da ileri giderek sayılan kimlikler arasında aslında bir kardeşlik değil de husumet ve düşmanlık olduğununda söylenmesi mümkündür.

Zaten Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önderimiz Atatürk çok isabetli olarak

" Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk denir"

diyerek hepimizi tek bir kimlik altında birleştirmiştir.

Kaldı ki Anayasa mızda

" Türk Devetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk tür " madde 54 de

denmek suretiyle konunun bu şekilde anlaşılması anayasal bir yükümlülük ve zorunluluktur.

Ayrıca bilindiği üzere ülkemiz laik bir ülkedir.

Cumhuriyetimizin bu üzerinde en hassas olarak durulması gereken özelliğinin bir gereğide Anayasamızda kendisine yer bulmuştur.

"Hiç kimse.... dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz..."

Ama hukukta sıkca kullanılan tersinden anlam çıkarma yorumu ile ; bir kişinin gerekli gereksiz dini inanç veya kanaatini açıklaması , bu açıklamaya muhattap olanında kolaylıkla benzer bir açıklamaya zorlanması anlamına gelebilecektir.

Özetle Atamızın Cumhuriyetine sahip çıkan bizlerin bu hassasiyetlere dikkat ederek bir nev'i bölücülük içeren veya en azından bölücülük heveslilerine karşı tez yaratma olanağı veren ;

ETNİK VE İNANÇSAL KİMLİKLERMİZİ KENDİMİZE SAKLAMAMIZ ,
CUMHURİYETİMİZİN TEK VE KAPSAYICI KİMLİĞİ OLAN TÜRK KİMLİĞİMİZİ ONURLA VE TEKRAR TEKRAR VURGULAMAMIZIN ,


içinde bulunduğumuz ağır emperyalist saldırı ortamında en çok ihtiyacımız olan konuların başında geldiğini düşünüyorum.

Nasıl ki Cumhuriyet Mitingleri ile Cumhuriyetimizin vazgeçilmez sembolü al bayrağımıza sahip çıkma bilincine erişildi ise bence şidi sra bizi bir arada tutan en önemli unsur olan ve en çok saldırıya uğrayan

TÜRK KİMLİĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM ...SADECE BU KİMLİĞİMİZİ KULLANALIM .

Ve en önemlisi ve en güzelini bu günleri çok önceden görebilen o büyük insan zaten söylemişti

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Sarı Saltuk 10.01.2008

Atatürk ün 10. Yıl nutkunu okumayı herkese tavsiye ederim




Türk Milleti!


Kurtuluş Savaşına başladığımızın onbeşinci yılındayız. Bugün
Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.

Kutlu olsun!

Bu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne
kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk
kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir.

Bundaki muvaffakiyeti, Türk Milletinin ve onun değerli ordusunun bir
ve beraber olarak, azimkarane yürümesine borçluyuz.

Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz, Çünkü, daha çok ve daha
büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine
çıkaracağız. Milletimizi, en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip
kılacağiz. Milli kültürümüzü, muasir medeniyet seviyesinin üstüne
çıkaracağız.

Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmis asırların gevşetici zihniyetine
göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir.
Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha
büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem
yoktur.

Çünkü,Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti
çalışkandır;Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti milli birlik ve
beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin,
yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında
tuttuğu meşale, müspet ilimdir.

Şunu da ehemmiyetle tebaruz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti
olanTürk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda
yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini,
yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara
sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve
tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.

Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakiki
huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta
muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi
işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki
itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadim.

Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir
bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu,
bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla
şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük
medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafi ile, atının yüksek medeniyet
ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktir.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha
büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden
dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!



29 EKİM 1933 Ankara Mustafa Kemal ATATÜRK


Website counter

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Olması gerekenleri yazmanız, bunun farkında olan insanların olduğunu ve düşüncelerini buradan paylaşması, yalnız olmadığımı görmek çok güzel, ellerinize sağlık.. umalım tüm Türkiye bunun farkına bir an önce varsın.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Adsız dedi ki...

türk olmak anayasa ile belirlenen bir kimlik olamaz. türk bir millet ismidir. bunu bir ülke vatandaşı sıfatı yapamazsınız,anlamsızdır. ( cumhuriyetin ilk döneminde bazı anlamsız uygulamalar gibi) ayrıca diyelimki bu kabulü herkes onayladı ve uydu. o zaman bu ülkedeki tarih neden türklerden bahsederken hep orta asyadan gelen boylar v.s. cümleler kurar. türkiye vatandaşı olmuş bir alman ne yapacak.
birde işin 1071 den sonra anadoluda ve diğer göç yollarındaki kavimlerle olan münasebletler sonucu oluşan çok karışık bir soy niteliği var. belki orta asya türkleri bir tarihi türk kimliğini sahiplenebilir ama türkiye türkleri için bu zor. ( ki onlar umursamıyor biz umursuyoruz :) )
olay nitelikli insanda biter; dönüp dolaşıp ırkçılığı öne çıkaran laflarla bu kadar kozmopolit bir ülkede nasıl birlik sağlanır?
ayrıca birleştirici değerler olan medeniyet ve din neredeyse el'in dışıyla itilmişken!!