14 Aralık 2008 Pazar

KADERİMİZİN DÖNÜM NOKTALARI

http://www.turkkorsanlari.com/




Akıncıların karada yaptığının benzerini açık denizde yapan bu korsanlar aslında Osmanlı Devleti'ne bağlı olarak faaliyet göstermektedirler. Yani devletin kadrolu korsanları idiler:

Murat Reis:
1585'te İspanya'ya ait, Afrika açıklarındaki Kanarya Adaları'nın en kuzeydoğuda olanını, Lanzaarote Adası'nı zaptetmiş, 300 esirle Cezayir'e dönmüştür.

1617'de Portekiz'in Afrika açıklarında bulunan nefis şaraplarıyla ünlü Madeira Adası'nı zaptetmiş, 1.200 esir alarak, üssü olan Cezayir'e dönmüştür.

Daha sonra Murat Reis faaliyet ve teşebbüs alanını genişletmiş, Kuzey Atlantik'e seferler düzenlemiştir.

Murat Reis'in en ünlü seferi 12 kadırgadan oluşan filosu ile yaptığı 1627 İzlanda seferidir;

Manş Denizi'nden Kuzey Denizi'ne geçerek Danimarka ve Norveç kıyılarını bombardıman eden Türk amirali 1627 yılının 20 haziran günü Kuzey Kutup Dairesi'ne erişerek İzlanda kıyılarına demir atmıştır. Türkler 16 temmuza kadar tam 26 gün İzlanda'ya hakim olmuş 400 esir ve büyük ganimetle 12 ağustos'te Cezayir'e dönmüştür. 5.000 kilometreden uzun olan İzlanda-Cezayir dönüş yolu 27 günde alınmıştır.

Bu seferde Türklere esir düşüp Cezayir'e getirilen Olaf Egilson adındaki bir rahip sonradan kurtularak İzlanda'ya dönmüş ve Murat Reis'in seferini İzlanda dilinde bir kitap olarak kaleme almıştır.

Ali Biçin Reis:
Daha sonra İzlanda'ya bir sefer de Ali Biçin Reis düzenlemiştir. Bu seferden 800 esirle Cezayir'e dönmüştür.

Daha sonra Türk denizcileri Newfoundland Adası'na ve Kanada'nın Labrador ve St. lawrence kıyılarına sefer yaparak Amerika'ya erişmişlerdir. Daha güneye, Virginia kıyılarına da inmişler hatta Virginialı çok güzel bir ingiliz kızını ele geçirerek İstanbul'a padişahın haremine yollamışlardır.

Türklerin Karayip Denizi'ne yaklaştığını gören bu denizdeki İspanyol korsanları çok telaşlanmışlar ve her yıl elde ettikleri ganimetten Cezayir'e belirli bir pay göndermek suretiyle Türk denizcilerinin Antiller'e girmesini önlemişlerdir.

1674'te Türk filosu Lizbon önlerine gelmiş, Portekiz başkentinin üzerinde bulunduğu Tajo halicindeki büyük bir Portekiz savaş gemisini Lizbonluların gözü önünde zaptetmiştir.

1693'te İberya yarımadasının kuzey-batı ucu olan Finisterre Burnu açıklarında bir türk filosu gene bir Portekiz savaş gemisini ele geçirmiştir.

Reis Ali Baba:
1695 ocağında Ali Baba'nın kumandasındaki başka bir Türk filosu da St. vincent burnu açıklarında 36 topla donanmış bir Hollanda gemisini zaptetmiştir.

1613-1621 yılları arasında 8 yılda yalnız Cezayir limanına ganimet olarak 936 avrupa savaş ve ticaret gemisi getirilmiştir.

1625'te Türk korsanları Bristol Kanalı üzerindeki Lundy Adası'nı ele geçirerek burasını Kuzey Atlantik'teki 30-40 kadırgadan oluşan filolarının üssü haline getirmişlerdir.

İngiltere kralı I. James'in ve oğlu I. Charles'ın tüm çabalarına rağmen İngiltere kıyılarının sadece 10 km. ötesinde olan bu ada Türklerden geri alınamamış, bu yüzden birçok İngiliz amirali kral tarafından azledilmiştir.

Bu suretle İngiltere'nin Bristol, Plymouth, Southampton ve İrlanda'nın Cork ve Baltimore gibi birçok limanları Türk korsanları tarafından birçok defalar vurulmuş, Atlantik ortasında yüzlerce İngiliz, İspanyol ve Hollanda gemisi ele geçirilmiştir.

Yalnız 1627 yılında 10 gün içinde 27 İngiliz gemisi Türkler tarafından zaptedilmiştir.

19 haziran 1631 gecesi İrlanda'nın Baltimore Limanı'nın Türk korsanları tarafından zaptı derin etkiler yaratmış, bu olayı ünlü şair Thomas Usborne Daways 56 mısralık uzun bir şiir yazarak terennüm etmiştir.

Kaynak: "Atlas Okyanusu'nda Türkler". Yazan: Yılmaz Öztuna. Hayat Tarih Mecmuası Eylül 1967

---------------2-----------------





Türk denizcisi, tarihi gelişim süreci içerisinde, büyük ölçüde uygarlıkların buluşma havzası olan Akdeniz'de rakipleriyle kıyasıya rekabete tutuşmakla kalmamış, aynı zamanda, yeni keşfedilen bölgelere ilgi duyarak Atlantik Okyanusu'na da çıkmıştır. Türk denizciliğinin bu yönü, daha ziyade Batılı tarihçiler tarafından incelenmiş, ulusal düzeyde yeterince ele alınmamıştır. Değerli deniz tarihçisi Afif BÜYÜKTUĞRUL, yapmış olduğu araştırmalar ile bu konuda önemli belgelere ulaşmış, Türk tarihçilerini bu bakir alanla ilgilenmeye davet etmiş ve onları cesaretlendirmiştir. Türk denizcilerinin Piri Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa ile başlayan Atlas Okyanusu ve yeni keşfedilen yerlere olan ilgisi, sonraki dönemlerde Barbaros'un yetiştirmiş olduğu Sinan Reis, Aydın Reis, Salih Reis, Turgut Reis, Ali Biçin Reis ve Murat Reisler (iki ayrı Murat Reis vardır.) gibi ünlü denizcilerimizle sürdürülmüştür.

Türkler, düzenli bir filo ile ilk kez 1585 yılında Cebelitarık Boğazı'nı geçerek Atlantik Okyanusu'na açılmıştır. Murat Reisin sevk ve idaresindeki bu küçük Türk filosu, Kanarya adalarının kuzeydoğusundaki Lanzarato Adası'nı ele geçirmiş ve adanın valisi ile birlikte 300 kişiyi esir alarak, kayıp vermeden üssüne dönmüştür.

Amiral BÜYÜKTUĞRUL, İngiltere'nin İspanya Büyükelçisi Sir Francis TUN'un Buckhingam Dukası'na yazmış olduğu bir mektubu kanıt olarak sunarak," 1616 yılında Türk denizcilerinin Cadiz ile Lizbon arasındaki sahillere akın harekatı düzenlediğini ve İspanya Kralının çaresizlik içerisinde bu harekata katlanmak zorunda kaldığını" belirtmektedir. Murat Reis, 1617 yılında Portekiz'e ait Maderia Adası'nı işgal ederek, 1200 esir almış ve ana üssü olan Cezayir'e geri dönmüştür.

Murat Reis'in Atlas Okyanusu'na yapmış olduğu seferlerin en ünlüsü, 12'si kadırga olan 15 parçalık bir filo ile 1627 yılında yapılan İzlanda harekatıdır. Murat Reis, bu harekata Manş Denizi'ni geçerek başlamış, Kuzey Denizi boyunca Danimarka ve Norveç kıyılarına taarruz etmiş, 20 Haziran 1627 tarihinde İzlanda açıklarında demirlemiştir. Bu bölgede 16 Temmuz tarihine kadar 26 gün kalan Türk denizcileri, adayı kontrol altında tutmuş, 400 esir ve büyük bir ganimetle Cezayir'e geri dönmüştür. Yaklaşık 2800 deniz mili olan geri intikal seyri 27 günde tamamlanabilmiştir. İzlanda'ya harekat düzenleyen bir başka Türk denizcisi de Ali Biçin Reisdir. O da bu seferinden 800 esir ile dönmüştür. Prof. Yılmaz ERTUNA,”Türk Tarihinden Sayfalar" adlı eserinde, Türk denizcilerinin, İzlanda seferlerinin ardından, Newfoundland Adası ve Kanada'nın Labrador ve St. Lawrence kıyılarına ulaştıklarını, daha sonra güneye, Virginia sahillerine indiklerini, burada tutsak aldıkları çok güzel bir İngiliz kızını İstanbul'a Padişaha gönderdiklerini açıklamaktadır.

Aynı eserde, Türk denizcilerinin Karayipler Denizi'ne yaklaştığını anlayan İspanyol korsanlarının, telaşa kapılarak, elde ettikleri ganimetten Cezayir'deki Türk denizcilerine pay vermek suretiyle, onların Antillere gelmesini önledikleri belirtilmektedir. Benzer hususlar, Amiral BÜYÜKTUGRUL tarafından da dile getirilmektedir. Türk denizcilerinin Atlantik'te estirdiği sert rüzgarların bir başka çarpıcı örneği, İngiltere'nin Bristol Körfezi girişindeki Lundy Adası'nın 1655 yılında işgal edilerek, burada ileri üs tesis edilmesidir. Bu harekata bir başka Murat Reis imzasını atmıştır. Murat Reis komutasında 30-40 kadar kadırgadan oluşan bir Türk filosu, bu küçük adaya istinaden 5 yıl boyunca Atlantik'te akın harekatı icra etmiştir. İngiliz Kralı I. James ve oğlu I. Charles'ın tüm çabalarına karşın, İngiltere sahillerinden sadece 6 deniz mili uzaklıkta olan bu adanın Türklerden geri alınamaması nedeniyle bir çok Amiral azledilmiştir.

Türk denizcileri 5 yıl boyunca, İngiliz Kanalı, Kuzey Denizi ve Norveç Denizinde korkusuzca seyretmiş, hem ağır deniz koşulları hem de yabancı filolarla mücadele etmiştir. Murat Reis ve emrindeki kaptanlar, İngiltere'deki prenslikler ve kontluklar başta olmak üzere, İzlanda, Norveç, İsveç ve Danimarka limanlarına ard arda saldırılar düzenlemiş, önemli miktarda ganimet ve esir ele geçirmişlerdir. Denizcilerimiz ayrıca, rakiplerinin onlarca korsan gemisini batırmış, bir çok ticaret gemisine el koymuştur. şüphesiz ki, geniş bir harekat alanında ortaya konulan böylesine cesur ve atılgan bir hareket tarzı, Türk denizcisinin denizcilik bilgi ve becerisi ile askeri yeteneğinin açık bir göstergesidir. İngiliz yazar Stanley Lein Paul, "Atlantik'teki Türk denizcilerinin seyri sefain ilmini hatmetmiş olduklarını" ifade etmektedir.

Amiral BÜYÜKTUGRUL ve Yılmaz ÖZTUNA'nın naklettiği bilgiler, Deniz Tarihi konusunda incelemeler yapan Selim Sırrı ALTINER'in çalışmaları ile teyit edilmektedir. Yazar ALTINER, uzun araştırmalar sonucunda Danimarka'daki Kraliyet Kütüphanesinde 1628 senesinde yazılmış ve Türklerin Atlantik serüvenini belgeleyen bir kitaba ulaşmıştır. Kitabın yazarı, Yılmaz ÖZTUNA'nın sözünü ettiği papaz, Oluf EIGILSSON'dur. EIGILSSON kitapta, "Türk denizcilerinin 1627 senesinde İzlanda'ya geldiklerini, kendisi de dahil, 300 kişiyi esir alarak Cezayir'e götürdüklerini, daha sonra serbest kalarak İzlanda'ya geri döndüğünü" anlatmaktadır.

Yazar ALTINER başka bilgilere de ulaşmıştır. Yazdıklarına göre, Kopenhag'da,”Kgl Bibliotek Chistians Brygge No:8" adresinde yer alan kütüphanede bulunan diğer bir kitap, pek bilinmeyen iki Türk denizcisini bizlerle tanıştırmaktadır, İzlanda'nın başkenti Reykjavik' de 1852 yılında basılan ve H.HAENGSSON ile H.HROLFSSON tarafından beraberce yazılan, "Litil Saga Umm Herhla-Up Tyrkjans A islandi 1627" adlı eserde, Murat Reis'in şlosundan Arif ve Bejram (muhtemelen Bayram) adlı iki komutanın gemileri ile Beruşyord Limanına girdikleri" anlatılmaktadır.

Aynı kütüphanedeki diğer bir kitapta, "Murat Reis Amiral olarak tanıtılmakta", başka bir kitapta ise, "1631 senesinde Türk Donanmasının 15 parça gemi ile İngiltere'ye geldiği ve daha sonra 12 parça gemi ile İzlanda'ya sefer düzenlediği" belirtilmektedir. Kopenhag'ın 60 km. uzağında bir liman şehri olan Helsingör'de, müze olarak kullanılan Hamlet'in şatosu'nun duvar pano ve tablolarında İskandinav Limanlarındaki Türk denizcileri ve gemileri tasvir edilmektedir. Stanley Lein PAUL, "Devonshire Kontluğu Tarihi" adlı kitabında "Türk denizcilerinin, 1625 yılının Ağustos ayında Plymouth ve Hardland Point limanları açıklarında 27 parça ticaret gemisine el koyduklarını, Suseks, Hatas, Devon, Cornwell ve Batı kıyılarındaki Kontluklara ait kalelere akınlar düzenlediklerini" anlatmaktadır.

Türk denizcilerinin Atlantik'in Kuzeyindeki deniz alanlarını ustaca kullanmaları, en uygun bölgelerde üslenmeleri Piri Reis'in dünya haritasından önemli ölçüde yararlandıklarını ve ellerinde başka deniz haritalarının bulunduğunu göstermektedir. Nitekim, Evliya Çelebi de, Cezayir'deki Türk denizcilerinin Galata/İstanbul'da satın aldıkları haritalar ile Atlas Okyanusu'na açıldıklarından söz etmektedir. Denizcilerimizin ileri üs olarak kullandıkları Lundy Adası'nın, Amerika ve Akdeniz'e seyredecek yelkenli büyük ticaret gemilerinin konvoy teşkil etmek için toplanma noktası olması, Türklerin coğrafya ve stratejiyi en uygun şekilde birleştirebildiklerini sergilemektedir. Yapılan seyir planlamalarında lojistik konuların ayrıntılı olarak ele alınması, rüzgar ve deniz koşullarının değerlendirilmesi, ikmal ve onarım limanlarının en uygun bölgelerde seçilmesi, özellikle ilginç ve dikkat çekicidir.

" Türk Deniz Kuvvetleri - http://www.dzkk.tsk.mil.tr "

Hiç yorum yok: