Kagir (yada kargir) değil, hımışlı; hımış tekniğinde yapılmış binalar. Eskilerimizin evleri... Hemen hepiniz bir kere de olsa rastlamış, görmüşsünüzdür eski mahallelerin sokaklarında... Kerpiç duvarların ahşap hatıllarla desteklendiği yapı tekniği. Hatıllar çürüdükçe/bozuldukça/ucundan- kıyısından oynandıkça, bir kenarından direnç kaybeden yapılar. Kerpiç duvarların değerleri olan bu ahşap yapılar... (Hımış: Ağaç çatkı arasına kerpiç doldurmak yoluyla yapılan -duvar yada yapı-).
*****
" Bundan yıllar önce, Moskova Devlet Tiyatrosu'nun duvarlarında büyük çatlakların meydana geldiğinin farkına varılmış. Temelden çatıya kadar devam eden bu çatlaklar, bütün binanın yıkılıp içindekilereve çevresine zarar verme tehlikesini ortaya çıkarmış.
Mühendisler gelerek bu çatlakların sebeplerini araştırmaya başlamışlar. Araştırma için binanın birkaç yerinde temelleri açtıktan sonra, artık çürümeye ve çökmeye başlamış olan bu koca taş binanın vaktiyle ahşaptemeller üstüne yapıldığını görmüşler.
Zamanında bina inşa edilirken zemin sağlam olmadığından; yere kalın tahta kazıklar çakmış, kalın taş duvarları bu kazıkların üzerine örmüşler.
O zamanki anlayışa göre bu temelin yeter derecede sağlam olduğunu düşünmüşler. Gerçekten de tiyatro binası, bu durumu ile uzun yıllardayanmış. Fakat aradan seneler geçtikçe yeraltındaki kalın ahşap direkler çürüdüğünden temel kaymaya başlamış ve sonunda binanın duvarlarında çatlaklar meydana gelmiş.
Çatlakları gören mühendisler, tehlikeye karşı ne yapmak gerektiğini düşünmeye başlamışlar. Binayı yıkacaklarına, önce köşelerden bağlayaraktemelleri açmışlar. Çürüyen tahta kazıkların yerine, sağlam granit taşları yerleştirmişler. Bu işe devam ederek bütün temeli baştan sona yenilemişler. Böylece Devlet Tiyatrosunun eski binası, sağlam temeller üzerinde durmaya başlamış. " (*)
Devlet yapısı da benzer nitelikler gösteriyor. Değerleri hımış tekniğinde yapılmış kerpiç binaların duvarlarını destekleyen ahşap hatılları andırmıyor mu? Ya temeller? Yerin dibine çakılan kakma kazıkları hatırlatmıyor mu? Hatıllarınızı, temelleriniziniye sürekli birileri harıl harıl kurcalıyor, niye buna izin veriliyor?... (...) sarsıntılara ve yıkıntılara meydan vermeden, halkın yönetimi için daha çok bilgi ve düşünce isteyen, daha adaletli yollara başvurulmuyor? (**)
Yüce Allah, "Nisa Suresi 58nci Ayeti"nde emaneti ehline vermeyi öğütlerken sonuç niye böyle?
Ya Pakistan? Tarihe bakalım. Türkiye-İran-Pakistan tarihine... Bu üç ülkenin tarihine bakalım... Nasıl bir 'domino oyunu' göreceksiniz!... Peki yeni dominonun ilk taşı Pakistan mı olacak? Yoksa 'molla'lar gerçekten 'haham'larla anlaşmış mı?
Küreselciler... 'Pauli Dışlama İlkesi' diye de birşey var değil mi? Güneşi batıdan doğuramazsınız. Bu dengedir... Dünyanın kendi üzerine çökmesi için mi uğraşıyorsunuz? Bunun adı 'Armageddon' değil, 'Ragnarok' olur. Hatırlatalım...
(*) PETROV, Grigory. Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Yay.Haz.:İsmail EREN, Lacivert Yayıncılık, İstanbul, 2008, s. 8-9.
(**) a.g.e., s. 10.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder