26 Mayıs 2008 Pazartesi

DOGUM SANCISI MI YA YOKSA?

DOGUM SANCISI MI YA YOKSA?

Yüzüme bakıyorlar... Bakiyorlar yuzume...
Dayi; temiz kalpli amca... Bir Hac turu burosundayim.
Hos geldin, bes gittin, sakallarina aklar duseli yillar gecmis, uc buyugumle tanisiyorum:

"Selaminaleykum dayi" diyorum.
"Aleykumesselam.evlat" diyor.

Yuzlerinde Anadolu'yu goruyorum... Temiz, saf, piril Anadolu.

"Dayi Hac'ca mi Allah kabul etsin" diyorum.
"Yok ogul, uc kere gittim Allah kabul etsin" diyor.
Digeri "bende iki" diye ekliyor.

Sasirmiyorum; "yirmi" diyeni de "yirmibes" diyeni de duymustum zamaninda...

Bakiyorlar yuzume...
"Dayi, bir kere farz da digerleri ne ola ki?" diyorum...
"..." (Bakiyorlar yuzume, sessizce)
"Dayi yok mu koyunde, kasabanda fakir fukara cocuk, ogrenci?" diye soruyorum.
"Ogul, biz gormedik ki ne bilelim?" diyor...

Aklima sulu sepken televizyonlar geliyor, icimden en kufrun bini bir para siralaniyor...
Ama amcama, dayima degil! Guzelim Anadolu'mu cehalete programlayan kuresel seytanlara
ver veristiriyorum... "Ulan!" diyorum icimden...

Konusmayan dayi
"Mahsul para etmiyor, herseye zam, ne olacak sonumuz" diyor.

Gozlerim mi parildiyor ne? Salaga yatiyorum o an sanirim. "Bu dayilar ne dese dogrudur,
Anadolumun gundemi iste budur" diyorum icimden...

Icimden "Ah dayim, bir bilsen kim krypto, kim deyyus, kim cakal, kim gevur" diye gecirirken;

"Ya ogul ne bilelim?" diyor iclerinden birisi...
"Ne bilelim, dinci biliyorduk biz" diyor... Evet dindar, mutedeyyin saniyor temiz Anadolu!...

Ah televizyon, aptal kutusu, ah sulu sepken basin!...
"Insanim gorseli sever" diye dusunuyorum... Izleyecek, gorecek...
"Okumaz, dinler" diye ekliyorum...
Sonra "ulan salak" diyorum kendime...
"Hadi okuyacak, okuyacagi kitabi hangi parayla alacak? Yiyecek ekmegi mi var"
Bu bir ozelestiri oluyor...

Televizyon acik, haberler var; bir sehit daha!...
Bakiyoruz birbirimize:
"Dayi, kac sehit oldu iki haftadir biliyor musun?" diyorum...
Susuyor, bakiyorlar bana, birbirlerine...
Susuyoruz...Sezsizlik...
Dayim nerden bilsin? Her gun tek tek dusuyor ates baba ocaklarina,
operasyondan bu yana teror yuzunden 40'tan fazla vatan evladinin sehit dustugunu...
Dayim nerden bilsin bu bilgi kirliliginde!...

Uzuluyorum!...
Ah kuresel seytanlar; Anadolu'mu ne hale getirmeye cabaliyorsunuz?!...

Kiziyorum!... "Haymatloslar, isbirlikciler, yobazlar olmasa bir halt yiyemez bunlar"
diyorum... Demokrasi havarileri; "ulan neyin demokrasisi serefsizler" diye geciyor icimden...
"Tarihte bir tek katliam yapmayan batili devlet var mi?" diye dusunuyorum!...
"Neyin demokrasisi?"

Dusunuyorum... Aklima rahmetli A.Ilhan geliyor: "%10 hain kontenjani..."
Sonrada Dervis Mehmet haini... Yunan ajani... Incil'de de gecen Ege'deki yedi eski kilise geliyor aklima!...

"Ne cabuk unutuyoruz" diyoruz "unutuyoruz". Yugoslavya geliveliyor aklima; ne guzel demisti A.Ilhan:
"Yugoslavya'nin koylulerini Brezilya pembe dizileriyle bagladilar televizyona". Bir bagladilar Yugoslavya
halen bolunuyor...O gunden beri altiya bolunmus!...

Aklima Havsa'daki ciftci geliyor. Hani "Sari Paşa"ya demis ya; "Paşa bu citi gordun mu? Aha o cite dusman postali
degsin, o zaman o citin odunuyla onun karnini deserim!"

Aklima yumurta ile kapi meselesi geliyor!...

Ruyada miyim, kabus da mi?
Bu ulkede yasananlar gercek mi?
"Devlet baba nerdesin?" diyorum...
"Savcilar orada bir Corlu var yakinda" diyorum icimden...
Ve bunlari derken dayim sesleniyor;
"Ey ogul iyi misin?"


Tonyukuk

Hiç yorum yok: